İkinci sezonu başlayan Elveda Rumeli dizisinin çekimlerini izlemek üzere Makedonya'nın Bitola kentindeydik. Dizi, ekonomisinden gündelik yaşamına kadar Bitola'nın çehresini değiştirmiş ve hem Bitolalıların hem de Türkiye'den giden ekibin hayatını etkilemiş..
Makedonya'nın üçüncü büyük kenti Bitola'da (Manastır), Elveda Rumeli dizisinin setindeyiz... Atatürk'ün de Manastır İdadisi'nde askeri eğitim aldığı Bitola kent merkezinde 'çarşı' sahneleri çekiliyor. Bir Ramazan şenliği sahnesinin ortasındayız. Kalabalık bir ekip arı gibi çalışıyor ama yine de sette huzur hâkim. Herkes ne yapacağını gayet iyi biliyor ve çekim, disiplinli bir şekilde sona eriyor. Ertesi gün de Sütçü Ramiz'in ev çekimleri için Makova (Pürsıçan) Köyü'ne gidilecek. Ama onun öncesinde, yaklaşık 150 kişilik Elveda Rumeli ekibinin Bitola'da sürmekte olan yaşamına göz atıyoruz... Sette dört-beş dil birden konuşuluyor... En çok da Türkçe, İngilizce ve Makedonca. Yaklaşık 150 kişilik ekipte Türk, Makedon, Sırp, Bulgar, Boşnak, Arnavut ve Kosovalı var. Bunların yaklaşık 40-50'si diyaloglu oyuncu. 30 kişilik bir teknik kadro var. Bu dizi Türkiye'den giden ekibin de Bitolalıların da hayatlarını çok değiştirmiş. Geçen yıl çoğu otelde kalan ekibin yüzde 90'ı bu yıl eve çıkmış. Kimi evinde yemek daveti veriyor arkadaşlarına, kimi PlayStation partisi... Hepsinin bir Türkiye bir de Makedonya telefon hattı var. Bitolalıların da gözleri onlara alışmış artık. Dizi henüz Makedon televizyonlarında gösterilmese de esnaf artık kendisinden alışveriş edenin, bar sahibi ise müşterisinin hangi oyuncu olduğunu gayet iyi biliyor. Hatta ekibin çoğunlukla kaldığı Epinal Otel'de normalde sallama çay verilirken Elveda Rumeli'cilere özel demleme çay yapılıyor artık. Bu dizi, fakir bir ülkenin mütevazı kentinde ekonomiyi de etkilemiş. Ev kiraları neredeyse iki katına çıkmış, ekibin ofis kiraladığı devlet tiyatrosu binasına yakıt alınabilir olmuş, kostüm kiraladıkları devlet televizyonu düzenli maaş ödemeye başlamış. THY ve Makedon Havayolları'nın doluluk oranı yüzde 60 artmış. Elveda Rumeli çekimleri için turist kafileleri gelmeye başlamış. Cumhurbaşkanı Gül de Makedonya gezisinde Bitola'ya uğramış. Balayına gelen bir çifti dizide oynatmışlar, hayatlarının anısı olmuş... Yapımcıların elinde şu an dizide oynamak isteyen yaklaşık 800 Makedonun CV'si var. Bunların 600'ü Türkçe biliyor. Başta dizi ekibine temkinli yaklaşan Makedon hükümeti de iyi niyeti ve dizinin ülkelerine getirdiği katkıyı görünce desteğini esirgememiş onlardan. Çekim yapılacak mekânlar için izinler kolayca alınmış örneğin. Çekimler için çok çeşitli mekânlar kullanılıyor. Ana mekan Pürsıçan Köyü. Bitola merkezde beş-altı ayrı mekân var. Çarşı, iç mekânların kurulduğu stüdyo, eski bir Osmanlı gazinosu, bir montaj stüdyosu, Manastır Askeri İdadisi vs. Orit kentinde de kullandıkları çeşitli sokaklar ve iç mekânlar var. Ekipte mekânları bulan iki kişi var. Onlar sürekli yeni alternatifler araştırıp sunuyor, senaryoya göre de bunların arasında seçim yapılıyor. Ertesi gün gittiğimiz Pürsıçan Köyü'ndeki çekimlerde de hummalı bir çalışma var. Ama yine ortalık sakin, çünkü bu kez tek bir otomobil motoru sesi bile duyulmuyor. Sütçü Ramiz'in evinin önündeyiz... İlk sezonun son bölümünde vurulan Ramiz yavaş yavaş iyileşmiş. Karısı Fatma (Şebnem Sönmez) ve Kızı Vahide'nin (Berrak Tüzünataç) onu ilk kez bahçeye çıkarmalarını anlatan duygusal bir sahne çekiliyor. Ramiz, dizlerinin dibine oturmuş kızına, Mustafa (Tolgahan Sayışman) ile İstanbul'a gidip gitmeyeceğini soruyor, "İstanbul çok uzak kızım, Kaf Dağı'nın arkasında," diyor. Kızı da ona "Sizi bırakmayı hiç istemiyorum baba, ama biliyorsun ben Mustafa'sız yapamam," diyor. Anlıyoruz ki yine aşk galip geliyor ve ileriki bölümlerde belki de İstanbul'da bir düğün sahnesi izleyebiliriz.
Naif bir dönem dizisi
Elveda Rumeli, tarihi gerçeklere dayanan naif bir dönem dizisi. İçinde aile hayatı da, aşk da, savaş da var. Hikâye 1900'lerde, Osmanlı'nın yönetiminde olan Makedonya'da geçen, fakir bir baba ve kızlarının hikâyesi. Sütçü Ramiz ve ailesi, Manastır'ın Pürşıçan Köyü'nde yaşıyorlar. Osmanlı'nın son demleri. Balkan topraklarında iç karışıklar başlamış; Makedonya'da ayrılıkçıların çıkardığı huzursuzluk artıyor ve yakın gelecekte patlak verecek büyük olayların sinyallerini veriyor. Bir yandan İttihatçiler Abdülhamit'e karşı örgütleniyor ve Osmanlı yönetimine muhalefet ediyor. Abdülhamit'e suikastten aranan bir İttihatçinin hayatlarına girmesiyle Sütçü Ramiz ve ailesinin hayatı da tamemen değişiyor.

Dizinin gerçekliğini mekân sağlıyor
Dizinin yapım şirketi Adamfilm'in kurucuları Tarkan Karlıdağ ve başarılı yönetmen Serdar Akar, Mimar Sinan Üniversitesi Sinema Bölümü'nden sınıf arkadaşı. Elveda Rumeli'nin hikâyesini oluşturduktan sonra mekân arayışına girmişler. Karlıdağ o günleri şöyle anlatıyor: "Bir göç hikâyesi... Bunu nereye oturtabiliriz diye düşündük. Kerkük'ü, Gürcistan'ı düşündük. Sonra ağabeyim bana Üsküp'e gitmeyi önerdi. Serdar'la konuştum, kalktık Makedonya'ya geldik ve bütün Makedonya'yı dolaşmaya başladık. Fakat ilk bir hafta bulamadık. Daha sonra Bitola'ya geldik ve Makova'daki bu evi gördük. Ve karar verdik..." Bu arayış içinde diziyi Makedonya'da çekmenin avantajlarını da görmüşler. "Bir kere hikâyenin kendisi, gerçekten bu köyde geçiyor. Anlattığımız olaylar burada olmuş. Ayrıca inanılmaz bir görselliği var bu ülkenin. Görüntü açısından müthiş derinlikleri var. Bir de burada çok iyi Makedonyalı Türk oyuncular var, Türkçe bilen. Türk tiyatrosu var çünkü. Bu da bizim için çok önemli bir kaynak. Türkçe konuşan çok büyük bir nüfus var, arka plan oyunculuğu açısından çok önemli. Bu da gerçeklik hissiyatını çok artırıyor."